16 Temmuz 2009

Taşındım :)

Uzun zamandır Blogcu'dan Blogger'a geçmeyi düşünüyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum.Nihayet taşındım.Bu zamana kadar bir sürü ev değiştirme tecrübesi yaşamış biri olarak taşınmanın ne derece zor ve yorucu olduğunu çok iyi bilirim.Günler,haftalar hatta aylar süren yorucu araştırmalar,uzuuun yürüyüşler ve kartvizitliğini dolduran bir sürü emlakçı sayesinde en sonunda tam da istediğin gibi olmasa da(Bunu ancak taşındıktan çok sonra farkedersin)bir ev bulunur.Yorgunluk bununla da bitmez hatta aslında tam da burada başlar.Önce yeni eve eşyalar gelmeden önce yerden tavana bol çamaşır sulu ve bir dolu malzemeli sıkı bir temizlik yapılır.(Tabii ev sıfırsa ve boya badanaya vs. gerek yoksa)Sonra çevredeki tüm bakkallar dolaşılıp karton kutu dilenilir.En son girilen bakkaldan çıkıldığında "lanet olsun" nidaları eşliğinde inşaat malzemeleri tarzında ürünler satan marketlerden birine gidilip uygun ebatlarda karton kutular satın alınır.(Bu karton kutular taşındıktan sonra evde kendine yer edinemediğinden dolayı,atıldığı ya da ihtiyacı olan birisine verildiği için her taşınıldığında aynı film tekrarlar.)Eski eve dönüp özel,değerli ve kırılabilecek eşyalar özenle paketlenir ve nedense bu işlem gecenin sabaha yakın bir vaktine kadar devam eder.İki üç saatlik neredeyse yorucu gibi gelen uyku, sabahın kör vakti nakliyecilerin kapıyı alacaklı gibi çalmasıyla sona erer.O andan itibaren ruh bedenden çıkıp,vücut kendisini otomatik pilota bağlar.Sürekli ayakta,saatlerce bir o yana bir bu yana aslında hiç bir iş yapmadan koşuşturulur.Ayaklarında dermanın kalmadığını anladığın an,ne yazık ki evde üzerine oturulacak son eşyanın da kamyona yüklenmesi için evden çıktığı andır.Evde artık yalnızca bir kaç gazete kağıdı,atılması için bıraktırılan eşyaların bulunduğu torbalar,nereden çıktığını anlayamadığın eşya parçaları,vileda sopaları,süpürge,bir kaç bez,perde uçları(perdenin kornişten çıkmamasını sağlayan zamazingo) ve ne kadar temiz olduğunu iddia edersen et her odanın zemininde yoğunlaşmış topak topak tozla başbaşa kalınır.Eve veda ederken,eski evsahibinin kulaklarını çınlatmasını engellemek için güzelce süpürülüp silinir.Buruk bir hüzünle,bir şey unutulmaması adına (aslında hatıraları yad etmek için)evin tüm odaları tek tek kontrol edildikten sonra,ardında sadece o evde yaşadığın hatıraları bırakarak bir daha dönmemek üzere kapıdan çıkılır.Hüzün,yeni evin kapısına varana kadar seninle gelir.

Yeni eve gelindiğinde yeniden bir koşuşturma başlar.Eşyalar kamyondan eve taşınırken yine sağa sola koşuşturulur.Bu defa diğerinden daha farklı ve daha yorucudur.Çünkü elinde eşya ile eve giren her usta (Nakliye elemanı)"Bunu nereye koyalım abla"diye sana sorar.Ev boşken "koltuklar şuraya,yatak burada harika olur,masayı camın tam önüne koyalım,dolap kapının girişinde solda daha güzel durur"şeklinde kafanda oluşturduğun dekorasyon planı,uygulamaya gelince asla planlandığı gibi olmaz.Çünkü alınan her mobilya sadece o mobilyanın alındığı eve uyar.(Her yeni evde eşya değiştirme lüksün varsa yırttın:))Eve son eşya girene kadar sinir bozucu koşuşturma devam eder.(Aralarda kavgalar,bağırışmalar,ağlamalar bile yaşanıldığı olur)Nakliyeciler gidip evle başbaşa kalındığında şöyle bir eve göz gezdirilip mutlaka"Asla yerleşemeyeceğim,kesinlikle bitmez bu kadar iş"diye düşünülür ve en yakın koltuğa oturulur,oturulduğu gibi de kalkılır.Çünkü kalkılmazsa asla o işleri bitirmek için gerekli enerji sağlanmaz.

Önce yeni eve ve oradan oraya gelişigüzel atılmış eşyalara bakılıp Allah'tan güç vermesi için yardım dilenir.Kısa bir süre "Dün burayı tertemiz yapmıştım,şimdi nasıl bu hale geldi leş gibi?" diye düşündükten sonra işe girişilir.Önce mutfak dolapları tekrar güzelce silinir,tüm mutfak eşyaları en ufak parçasına kadar yıkanır ve yerleştirilir.Sonra yabancı el (nakliyeci) değmiş olabileceği düşünülen eşyalar,giysiler tek tek makinaya atılıp yıkanır.Eşyalar olması gerektiği ya da uyduğu gibi yerleştirilir.Perdeler yıkanır.Ev tekrar güzelce süpürülür,kapılar ve yerler silinir,çarşaflar serilir,perdeler takılır,bu böyle yaklaşık (sonsuzluk gibi gelen)2-3 gün devam eder.Bu sürenin sonunda artık tamamen taşınılmıştır.Ruh bedene geri döner ve döndüğüne uzun bir süre memnun olmaz.Çünkü bıraktığı gibi değildir beden, ağrımadık tek yeri yoktur.Üstüne üstlük dinlenmek gibi bir lüksü de yoktur,iş hiç bitmez....(Allah bitirmesin)
Yazdıklarım aslında sadece özet.Taşınanlar çok iyi bilir.Ama bu sefer ki taşınmam,anlattığım gibi olmadı.Blogcu'dan Blogger'a taşınırken zaten çok az olan tüm yazılarımı (Önsöz dışında)orada bıraktım.Şablonu bile diğer bloğumdan kopyaladım:))Yeni yerimde yenilendim.Çok kolay oldu çook.Allah herkese taşınırken sanal taşınma rahatlığı versin inşaallah.

2 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Önce, yeni evin hayırlı olsun.
Tüm ayrıntıları, duygusallıkları ve yorgunlukları ile taşınma denilen seremoniyi emekli olup
da kendi evimi alana kadar onlarca kere yaşadım.Görünen tüm olumsuzluklularına rağmen, bu ortam değişikliği, bana her zaman, sihirli bir terapi gibi gelmiştir.Sanki senelerdir kullandığım tüm eşyalar,yeni yerlerinde bambaşka bir hüviyete bürünürler.Yeni evimi hemen benimser, boya kokularını içime çekerim.Adeta ruhum yenilenir ve canlanır.
Umarım sen de aynı huzuru bu sanal yeni mekanında yakalarsın. Parmakların tuşlarda hep mutlu ve güzel şeyler yazmak için gezinir.

Sevgiyle kal....

GizliYorumcu dedi ki...

"En büyük beddua,beddua edeceğin kişinin taşınmasını dilemektedir"der büyüklerimiz.Siz her zaman ki gibi yorucu bir karmaşanın güzel bir yönünü bulup çıkarmışsınız yine.Eğer birgün taşınmak zorunda kalırsam yapacağım ilk şey sizin bu yazınız okuyup kendimi rahatlatmak olacak.Teşekkür ederim.
Sevgiler

Yorum Gönder